Kırım Derneği Genel Merkezi
-18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü Hakkında Bildirisidir-
18 Mayıs 2020, Ankara
Kırım’ın yerli halkı (indigenous people) Kırım Tatarları, tarihi devletleri Kırım Hanlığının ve Kırım’da asırlar boyunca zuhur etmiş Türk-İslâm Medeniyetinin mirasçılarıdırlar. Yüzlerce yıl içerisinde güçlü bir kültürel miras yaratmış olan Kırım Tatar halkı silinmesi mümkün olmayan izler bırakmıştır ve derin tarihi köklerinin üzerine güçlü bir medeniyet inşa etmiştir. Bölgeyi siyasi ve askeri açılardan baskı altında tutmak isteyen Moskova idaresinin vatanımızı birinci defa işgal ettiği 1783 senesinden itibaren halkımıza karşı bir soykırım kampanyası başlatmasının sebebi budur.
Kırım Tatarlarına karşı başlatılan bu baskı ve yok etme siyaseti neticesinde Türkiye Cumhuriyeti kurulana kadar Osmanlı topraklarına yaklaşık 1,8 milyon Kırımlının göç ettiği tarihi evraklarda sabittir. 1917’de kurmak için ant ettiğimiz Kırım Demokratik Cumhuriyeti’nin kanlı bir Bolşevik saldırısıyla engellenmesinin ardından Kırım’a hükmetmeye başlayan kızıl terör Kırım Tatar ziyalılarını ya sürgün etmiş ya hapishanelerde işkencelere maruz bırakmış ya da kurşuna dizmek suretiyle katletmiştir. Buna rağmen başını eğmeyen halkımız vatan Kırım’da medeniyetini ayakta tutmayı başarmıştır.
İkinci Dünya Savaşı sırasında 18 Mayıs 1944 tarihinde, ‘düşmanla işbirliği’ suçlamasıyla halkımızın sürgüne gönderilmesi tarihimizin en karanlık olaylarından olmakla birlikte insanlık tarihine de kanlı bir sayfa olarak eklenmiştir. Sovyet Ordusunda savaşmakta olanlar ile ‘emek ordusu’nda zorunlu olarak çalıştırılan ve savaş sonrasında sürgüne gönderilen (30 binden ziyade) insanlarımız hariç, büyük çoğunluğu kadın, yaşlı ve çocuk, 423000 Kırım Tatarı 18 Mayıs 1944 tarihinde Urallara, Orta Asya’ya ve Sibirya’ya sürgüne gönderilmiştir (toplam 450 bin civarında). Sürgün sırasında ve takip eden bir yıl içinde bu nüfusun hemen hemen yarısının hayatını kaybettiğini aktivistlerimizin yaptığı çalışmalar ortaya koymuştur. 1967 yılında Kırım Tatarlarına yapılan suçlamalar kaldırılmış olsa bile halkımızın vatan Kırım’a dönmesi engellenmeye devam edilmiştir. Kırım Tatarlarının haklarının iadesi için yaptıkları talepler sürekli göz ardı edilmiş ve bunu kamuoyu önünde ifade edenler KGB tarafından acımasızca cezalandırılmışlardır.
2014 yılında, Moskova idaresinin katilleri tarafından bir kez daha işgal edilen vatanımıza tekrar gelen baskı rejimi bugün hala daha Kırım Tatarlarını Kırım’dan çıkarmaya çalışmakta, buna direnenleri kaçırmak, hapsetmek ve öldürmek suretiyle susturmaya çabalamaktadır. Moskova yönetimi tarafından halkımıza karşı yapılan bu kanlı uygulamaların zirve noktası olan 18 Mayıs 1944 tarihini unutmadık, unutmayacağız ve unutturmayacağız. Bugün ve dün yaşadığımızı acılar her zaman hatırımızda kalacak ve vatanımızın tekrar barış ve huzur yurdu olması için çalışmaya devam edeceğiz.
Bütün muhaceret, sürgün ve işgal şehitlerimize Allah (c.c.)’tan rahmet diliyoruz.
Millet! Vatan! Kırım!
Türk ve Dünya kamuoyuna saygı ile duyurulur.