- Yüzyıl Enstitüsü’nün “17. Strateji Günü” çerçevesinde Ankara’da 8 Şubat 2020 tarihinde “Türk Yurtlarında Neler Oluyor?” paneli gerçekleştirildi.
Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsa Özkan’ın yönettiği panelin konuşmacıları; Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kırımlı, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erkin Ekrem, Irak Türkmen Cephesi Türkiye Temsilcisi Mehmet Tütüncü ve Suriye Türkmen Milli Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Tarık Cevizci’ydi.
Panelin açılış konuşmasını 21. Yüzyıl Enstitüsü Başkanı ve Yeniçağ yazarı Cahit Armağan Dilek yaptı. Dilek, program katılımcılarına teşekkür ettikten sonra 21. Yüzyıl Enstitüsü Yönetim Kurulu Başkanı, İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ’ın babası Muzaffer Özdağ için hazırlanan kısa filmin tanıtım gösterimi yapıldı.
Ümit Özdağ, Babası Muzaffer Özdağ’ın Türk Dünyası hakkındaki çalışmalarından ve düşüncelerinden bahsettikden sonra konulara ve konuşmacılara yönelik takdim konuşmasını yaptı.
Daha sonra her bir isim, doğudan batıya, kuzeyden güneye Türk yurtlarında nelerin yaşandığını ve tarihten günümüze uzanan hangi baskılara maruz kalındığını anlattı.
Prof. Dr. Hakan Kırımlı, Kırım Tatarlarının Sovyet baskılarına karşı koyarak sürgün edildikleri vatanlarına dönmüş bir halk olduğunu ifade etti.
Rusya’nın Putin’in iktidara geldiği 2000’den itibaren yıkıcı alt yapısını hızla geliştirdiği saldırgan politikalarıyla hem Kırım’ı hem de Ukrayna’yı hedef aldığını ifade eden Kırımlı, Kırım Tatarlarının hem geçmişteki Rusya’yı hem de Putin Rusyası’nı iyi tanıdıkları için Rusya’yı asla istemediklerini belirtti.
Rusya’nın Kırım’da, Akyar’da bulunan üssünün 1783 yılında İstanbul için kurulduğunu hiçbir zaman gizlemediğini ve sadece bu amaçla üssün var olduğunu, bu üssü Ukrayna’ya bırakmamak için her yolu denediği, 2014’te bu üsdeki 30 bin Rus askeriyle Kırım’ı işgale başladığını hatırlatan Kırımlı, “Güya, bu kimliği bilinmeyen askerler gittiği her yere Rus bayrağını çektiler ve Rusya bayrağı altında Kırım’ı bağımsız olarak ilan ettiler. O sırada Kırım’da bulunan bütün Ukrayna askerleri Rusya tarafına geçti. Kırım bu şekilde işgal edildi.” diye kaydetti.
Ukrayna Cumhurbaşkanı Yanukoviç döneminde Ukrayna’nın içinin boşaltıldığını, bütün Ukrayna’daki asker sayısının 60 bine düşürüldüğü ve bu askerlerin de 6 sadece 6 bininin muharip sınıfında olduğunu, Yanukoviç’inUkrayna’dan kaçmasının hemen ardından da Rusya’nın Kırım’ı işgale başladığını ifade eden Kırımlı, Ukrayna-Rusya Krizi gibi yaklaşımların komik ve gerçek dışı olduğunu belirtti. Kırımlı, aslında Ukrayna dönemindeki Kırım’daki idarecilerin işgalden sonrada görevlerini sürdürdükleri, Kırım’daki Ukrayna İstibarat Teşkilatı (SBU) ile Özel Harekat Birliklerinin (Berkut) tamamının Rusya tarafına geçtiğini, dolayısıyla işgalden önce de Kırım’daki devlet teşkilatların Rusya’nın kontrolünde olduğunu, işgalin ardından 35 bin kişinin Kırım’ı terkettiği, 140 bin kişinin ise Rusya’dan Kırım’a yerleştirildiğini belirtti.
Ayrıca Rusya’nın Kırım’da Kırım Tatarcayı nasıl baskı altında tuttuğunu ve yarımadanın insanlar için nasıl ”Sovyet hapishanesi”ne çevrildiğini anlattı.
Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erkin Ekrem konuşmasında, Doğu Türkistan’ın önemini Doğu Türkistan’da kavradığını vurgulayarak burasının da tıpkı Musul ve Kırım gibi Türk dünyasının kapılarından olduğunu belirtti. Doç. Dr. Ekrem, “Doğu Türkistan’da şu an yaşanan insanlık dışı bir zulüm var.” diyerek Çin yönetiminin bölgedeki ceza kamplarını ve Uygur Türklerinin buralarda ne şartlarda alıkonulduğunu anlattı.
Irak Türkmen Cephesi Türkiye Temsilcisi Mehmet Tütüncü ve Suriye Türkmen Milli Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Tarık Cevizci ise Irak ve Suriye Türkmenlerine yönelik baskıları ve buradaki Türk varlığının yaşadığı sıkıntıları dile getirdiler.
