•  Kırım Derneği Genel Merkezi
  •   +90.312.419 47 49
  •   info@kirimdernegi.org.tr
  • Kırım Haber Ajansının (QHA) hazırlayıp sunduğu ve 26 Şubat 2021  tarihinde saat 21.00’de çevrimiçi olarak yapılan QHA Özel Açık Oturumunda “Kırım’ın İşgali ve 26 Şubat Direnişi” konuşuldu.

    Facebook’ta canlı olarak yayınlanan ve QHA Türkçe Genel Yayın Yönetmeni Aydın Taş tarafından sunulan programın konukları Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) ve Dünya Kırım Tatar Kongresi (DQTK) Başkanı Refat Çubarov, Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Andriy Sıbiga, Ukrayna Geçici Olarak İşgal Edilmiş Toprakların Yeniden Entegrasyonu Bakan Yardımcısı Snaver Seythalil, KTMM Başkan Yardımcısı Nariman Celal, DQTK Başkan Yardımcısı ve Genel Başkanımız Mükremin Şahin, DQTK Genel Sekreteri  ve Genel Başkan Vekilimiz Av. Namık Kemal Bayar, Akademisyen Prof. Dr. Hakan Kırımlı ile Gazeteci Eden Dudakov oldu.

    Kırım’da 26 Şubat öncesi neler yaşandığını ve Meydan Olaylarının (Euromeydan) başlangıç sürecinden itibaren yaşananları aktararak söze başlayan KTMM Başkanı Refat Çubarov, Kırım Tatar Milli Hareketi ve KTMM olarak olayların en başından beri içinde olduklarını belirtti. Aralık ayından itibaren Kırım Tatarlarının Euromeydan olaylarında yer aldığını vurgulayan Çubarov, Kırım yarımadasındaki Rusya yanlısı Kozakların ve diğerlerinin Kırım Tatarlarının karşısında faaliyetlere başladığını ifade etti. Çubarov daha sonra 26 Şubat sürecini ve Kırım’da yaşananları ayrıntılı olarak  anlattı.

    QHA 26 şubat

    Kırım Parlamento binası etrafındaki mitingin şahitlerinden Nariman Celal ise korkunç olayların yaşandığını belirterek, olaylarda polisin müdahalesiyle olağanüstü bir hareketliliğin başladığını anlattı. Celal, ertesi gün yeşil üniformalı Rus askerlerinin birçok idari binayla parlamento binasını işgal ettiğini gördüklerini belirtti.

    Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Andriy Sıbiga, Rusya’nın işgalci tavrının uluslararası arenada görmesi gereken tepkiye değinerek, “Uluslararası toplum, Kırım’da 7 sene önce yaşanan olaylara hem hukuk hem de diplomasi açısından ilgili değerlendirme ve nitelendirmeyi vermektedir. Kırım’da Rusya’nın yasa dışı ilhakı herhangi bir hukuki hak kazandırmıyor. Saldırgan taraf er ya da geç bunun uluslararası sorumluluğunu üstlenecek. Bu anlamda uluslararası dayanışma, uluslararası yaptırımların artırılması kesinlikle Kırım’ın işgalden kurtarılacağı günü yakınlaştıracak.” değerlendirmesinde bulundu.

    Programın bir diğer konuğu Ukrayna Geçici Olarak İşgal Edilmiş Toprakların Yeniden Entegrasyonu Bakan Yardımcısı Snaver Seythalil Entegrasyon Bakanlığının kuruluş amacını açıklayarak, bakanlığın faaliyet alanını ve projelerini anlattı. Kırım’ın işgalden kurtarılması için konuyla ilgili kanun girişimleri olduğunu ve oradaki insanlar için geleceğe dönük planlar yaptıklarını anlatan Seythalil, üç ana projelerinin olduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Üç ana odakta projelerimiz var; bunlar buradaki vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamayı, devlet tarafından ulaşımlarına yardımcı olmayı ve  aralarında tutsak vatandaşlarımızın da bulunduğu vatandaşlarımıza destek vermeyi hedefleyen projeler. Aynı zamanda köklü halklara yönelik, kültür ve dil geliştirmek ve korumak gibi çalışmalarımız da var.”

    Genel Başkanımız Mükremin Şahin, ise Türkiye diasporasının bu süreci nasıl karşıladığını anlatarak, 26-27 Şubat’ta yaşananların tahmin edilemez olduğunu vurguladı. Şahin, Kırım Tatarlarını temsil eden kuruluşların ortak hareket ederek Ukrayna’daki olayları ve Kırım’a yansımalarını yakinen takip ettiklerini ve işgale karşı çok net açıklamalarda bulunulduğunu belirterek işgale karşı Türkiye’de net bir tavır takınıldığının altını çizdi.

    Türkiye’deki ve dünyadaki Rus propagandasını değerlendiren Namık Kemal Bayar, “Putin göreve geldiğinden bu yana Rusya ciddi bir propaganda mekanizması yarattı. Biz bunlara karşı Kırım’ın geçeklerini anlattık. Kırım’ın neden Rusya’ya ait olmaması gerektiğini, Kırım Tatarlarının karşı duruşunun nedenlerini anlattık.” dedi.

    Kırım’ın ezelden beridir Rus toprağı olduğu yönündeki propagandaya tarihçi Prof. Dr. Hakan Kırımlı’nın yorumu ise şöyle oldu: “Küçük Kaynarca Antlaşması’nın son zamanlarda tamamen saptırılarak ve propaganda olarak öne sürülmesinin ayrıca konuşulması gerekir. 1770’li yıllarda Rusya’nın dünyaya karşı propagandası, Osmanlı Devletine karşı pozisyonu hatta Kırım Tatarlarına karşı tutumu “Küçük Kaynarca Antlaşması‘na sadakat gösteriyoruz, Rusya’nın Kırım’ı yıkmak gibi bir niyeti yoktur, Kırım Tatarlarının bağımsızlığını düşünüyoruz ancak Osmanlı burayı karıştırıyor” şeklindeydi. O zaman da 2000’li yıllarda olduğu gibi Kırım’da tuttukları küçük bir yer olan Kerç’ten başlayarak Kırım’a Rus askerlerini doldurmuşlardı. Böylece Kırım’ı işgal ettiler 1783’te de böyle oldu 2014’te de aynı şekilde oldu. Tüm bunları yaparken de Kırım’ı işgal niyetlerinin olmadığını vurgulayarak yapıyorlardı. Özetle; her dönemde tüm bu propaganda ve sonuçlarına inanabilecek akılsız insanlar her zaman olmuştur ve olacaktır. Ama akıllı insanların buna inanmaya zerre kadar hakkı yoktur.”

    Kaynak: QHA ( Kırım Haber Ajansı)

     

    Pin It