•  Kırım Derneği Genel Merkezi
  •   +90.312.419 47 49
  •   info@kirimdernegi.org.tr
  • Derneğimiz Genel Merkezi tarafından 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgününün 81. yıldönümü vesilesiyle 18 Mayıs 2025 tarihinde bir basın bildirisi yayınladı.

    Kırım Derneği Genel Merkezinden

     70.yil

    18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgününün 81. Yıldönümü Hakkında Basın Bildirisi

    Ankara, 18 Mayıs 2025

     

    Kırım’ın Rus Çarlığı tarafından ilk kez işgal edildiği 1783 yılında yarımadada Kırım Tatarlarının nüfusu toplam nüfusun %96’sını oluşturuyordu. Rusya’nın “Kırım’ı Tatarsızlaştırma” politikası kapsamında başlattığı topraksızlaştırma, zorla din değiştirme, baskı ve zulüm uygulamaları 1783-1922 yılları arasında yaklaşık 1.800.000 Kırım Tatarının Kırım’dan ve Kıpçak’tan zorla göç etmesine neden oldu. Bu yıllar arasındaki zoraki göçlerde onbinlerce Kırım Tatarı hayatını kaybetti ve Kırım’da Türk-Tatar nüfus yoğunluğu %30’lara geriledi.

    II.Dünya Savaşı’nın sonlarında Kırım’ı Almanlardan geri alan Sovyet Rusya, Kırım Tatarlarının sürgün edilmesi fikrini hayata geçirmek için fırsat buldu. Eli kanlı diktatör Stalin’in 11 Mayıs 1944 tarihinde imzaladığı kararname ile erkeklerinin büyük çoğunluğu Almanya’ya karşı Sovyet Kızılordusu’nda silah altındayken Kırım Tatarlarının büyük sürgünü 18 Mayıs 1944 gecesi başladı. Sürgünün başladığı gece yaklaşık 35.000 Kırım Tatar erkeği Sovyet Kızılordusu’nda cephede savaşıyordu.

    Büyük çoğunluğu kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşan 423.100 Kırım Tatarı için istiflenerek dolduruldukları hayvan vagonlarında Sürgün yolculuğu Urallara ve Orta Asya Çöllerine doğru başladı ve en kısa yol 22 gün sürdü. Sürgün yolculuğu boyunca açlık, susuzluk ve hastalıktan binlerce kadın, çocuk ve yaşlı hayatını kaybetti.

    Sürgün’de ve sonrasında yaşanan olumsuz koşullardan dolayı 195.471 Kırım Tatarı hayatını kaybetti. Bu, Sürgüne gönderilenlerin %46’sını teşkil ediyordu.

    Soykırım’da ve muhacerette hayatını kaybeden atalarımızı rahmetle anıyoruz.

    Bugün Ukrayna, Litvanya, Letonya, Estonya, Polonya, Çek Cumhuriyeti ve Kanada parlamentoları 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü’nü “Soykırım” olarak tanıdı ve ilan etti.

    Bizler, insan hayatına ve insan haklarına değer veren bütün ülke parlamentolarını Kırım Tatar Sürgününü “Soykırım” olarak tanımaya ve bu iğrenç insanlık suçunun asla unutulmamasını sağlamaya davet ediyoruz.

    Günümüzde Kırım yine Rusya devletinin işgali altında ve Kırım Tatarları geçmişte olduğu gibi bugün de baskı ve zulüm altında. Halkımız yine bir soykırım tehdidi ile karşı karşıya.

    Tarihimizin bu en acı gününde, bizler, Kırım Tatarları olarak tüm dünyaya sesleniyor ve haykırarak diyoruz ki; “Kırım Tatarlarının millî iradesi olmaksızın vatanımız Kırım’ın kaderine hiç kimse ya da devlet karar veremez!” Çünkü;

    Kırım, Kırım Tatarlarınındır.

    Kırım, Kırım Tatarlarının tarihi vatanıdır.

    Allah, sürgün ve muhaceret şehitlerimizin ve insanlık suçları nedeniyle hayatını kaybeden tüm mazlumları rahmeti ile esirgesin.

    ____________________________________________________________________________________

    (İngilizce)

    81ST ANNIVERSARY OF THE CRIMEAN TATAR EXILE AND GENOCIDE

    Statement

    In 1783, when Crimea was first occupied by the Russian Empire, the Crimean Tatar population on the peninsula was 96% of the total population. The land displacement, forced conversion, oppression and cruelty practices initiated by Russia as part of its policy of “de-Tatarizing Crimea” resulted in the forced migration of approximately 1,800,000 Crimean Tatars from Crimea and the Kipchak between 1783 and 1922. Tens of thousands of Crimean Tatars lost their lives in these forced migrations and the Turkish-Tatar population density in Crimea decreased to 30%.

    At the end of World War II, Soviet Russia found the opportunity to implement the idea of deporting the Crimean Tatars. With the decree signed by the bloodthirsty dictator Stalin on May 11, 1944, the vast majority of the men were under arms in the Soviet Red Army against Germany, and the great deportation of the Crimean Tatars began on the night of May 18, 1944. On the night the deportation began, approximately 35,000 Crimean Tatar men were fighting on the front lines in the Soviet Red Army.

    The exile journey began towards the Urals and the Central Asian Deserts, and the shortest route lasted 22 days, for 423,100 Crimean Tatars, the majority of whom were women, children and the elderly, who were loaded into animal wagons. Thousands of women, children and the elderly lost their lives due to hunger, thirst and disease throughout the exile journey. 195,471 Crimean Tatars lost their lives in the Genocide and during the migration. This was 46% of those sent into exile.

    Today, the parliaments of Ukraine, Lithuania, Latvia, Estonia, Poland, the Czech Republic and Canada recognized and declared the Crimean Tatar deportation of May 18, 1944 as "Genocide".

    We call on all parliaments of countries that value human life and human rights to recognize the Crimean Tatar Exile as "Genocide" and ensure that this heinous crime against humanity is never forgotten.

    Today, Crimea is once again under Russian occupation and the Crimean Tatars are under oppression and cruelty, as they were in the past. Our people are once again facing the threat of genocide.

    On this most painful day of our history, we, as Crimean Tatars, are addressing the entire world and we are saying loudly: "Without the national will of the Crimean Tatars, no one or no state can decide on the fate of our homeland, Crimea! " Because;

    Crimea belongs to the Crimean Tatars.

    Crimea is the historical homeland of the Crimean Tatars.

    May Allah have mercy on our martyrs of exile and immigration and on all the oppressed who lost their lives due to crimes against humanity.

     

    Pin It